ABB BAŞKANI MANSUR YAVAŞ: “SOKAĞA
ÇIKTIĞIM ZAMAN BAŞIM DİK GEZMEK EN BÜYÜK GURURUM”
Ankara
Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Büyükşehir Belediye Meclisinin kasım
ayı toplantısının ilk oturumunda açıklamalarda bulundu. Ankara’da yapılan
projeleri anlatan Yavaş, “Yemedi yedirmedi, çalmadı çaldırmadı, desinler
bana yeter. Sokağa çıktığım zaman rahat rahat başım dik gezmek istiyorum.
Bundan daha büyük gurur olur mu? Ankara’da müthiş bir soygun olmuş, 5
katrilyonluk dosyayı savcılığa verdim” dedi.
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kasım ayı 1. birleşimi Büyükşehir
Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın başkanlığında toplandı.
Yavaş,
kent gündemine dair pek çok konunun görüşüldüğü toplantıda önemli açıklamalarda
bulundu.
“BURASI BELEDİYENİN MALI”
ABB Başkanı Yavaş, şu açıklamalarda bulundu:
“Namuslu, şerefli, haysiyetli insanlar
savcılığa gider. Oradan buradan dedikodu üretmez. Ben gidiyorum, savcıya tespit
ettiğim bütün yolsuzlukları takır takır veriyorum. Siz neden vermiyorsunuz.
Basından at haberi nasılsa onu okuyan o gün okuyor. Bir daha da cevap şansı
görmüyor. Bıktık bu çamur atmalardan. İnşallah faaliyet raporunda bizimle
ilgili gerek mecliste konuşulanlar gerekse basında çıkan bütün iddiaları tek
tek ekranda vereceğim. Bir tane mi soruşturma olmaz arkadaşlar, savcılığa neden
gitmiyorsunuz? Benim bir memurum, eğer hata yapıyorsa ben de diyorum ki,
sizinle birlikte müdahil olacağım. Gelin, bu Ankara halkının, yetimin hakkını
gidelim hep beraber soralım. Kim bu paraları çaldıysa onlara gidip bunları geri
alalım dediniz mi? Denmedi. Belediyenin iki tane altın yumurtlayan tavuğu var.
Birisi BELBETON, birisi BELYA… BELBETON özelleştiriliyor. Özelleştirilirken
deniyor ki, bir yılda alsa alsa 150 milyon liralık ihale alır ertesi yıl 1,5
katrilyonluk veriliyor. Ve bir sürü yolsuzluk iddiası savcılığa gitti.
BELBETON’un süresi bitti. Yeni tahliye edeceğiz. Kaymakam tahliye etmiyor. Bu
Mansur Yavaş’ın malı değil arkadaşlar. Belediyenin malı. Etimesgut
kaymakamlığına başvuruluyor. Başvuru süresi bitti diye Etimesgut kaymakamı
tahliye etmiyor. Şahıslar gidiyor yürütmeyi durdurma talebi istiyorlar.
Yürütmeyi durdurma talebi ret olmuş. Ama ben mahkemenin sonucunu bekleyeceğim
diyor. Tekrar müracaat ediyor. İkinci yazı geliyor. Yarın gelin tahliye
edeceğiz. Ertesi gün tahliye edeceğiz. Ertesi gün yazı geliyor tahliye
etmeyeceğiz nereye şikayet ederseniz edin. Bu kimin hakkı? Herhalde Mansur
Yavaş’ın babasının çiftliği değil. Belediyenin malı. 6 milyon Ankaralının
hakkı. Gelelim BELYA’ya bakın billboardları 10 yıl uzatmadınız. BELYA
ihale edilirken yanlış bilmiyorsam 9-10 milyona ihale edilmiş basına da
yansıdı. İhale edildiğinde 4,5 milyon net nakit var. 4,5 milyon liraya şirketin
birisi ile bir yıllık anlaşması var. Daha sonra BELYA özelleştiriliyor.
BELYA’nın idarisindeki genel müdürler, yöneticilerin hepsi aynı şahıslar. Teklif
veren firmaların üçü de aynı adreste. Ertesi sene belediye görevlileri 15-20
milyon liralık billboard ihalesi veriyorlar. Biz bunu savcılığa verdik gelin
hep beraber takip edelim. 10 yıl vermediğiniz billboardları hala kanunsuz
kullanıyorlar. Süreleri bitti, astırdıkları afişlerde belediyeye para ödemeleri
gerekiyor para ödemiyorlar. Vergiler var. Vergileri de ödemiyorlar. Dolayısıyla
verdim savcılığa ikisini de... Varsa bildiğiniz gidip savcılığa vereceksiniz.
Varsa hatalı cezasını çekecek yoksa aklanacak. Dedikodu ile bu meclisi asla
meşgul etmeyin”
“YETİMİN HAKKINI SORACAĞIM”
Yapılan tüm yanlışlıkları ortaya çıkaracağını ve Ankara halkına
duyuracağını belirten Yavaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ankara da müthiş bir soygun olmuş. Ben
bunu yetimin hakkını sormak adına bütün Ankara’ya duyuracağım. Duyuracağım ki
benim etrafımdaki bir kişi buna tenezzül etmesin. Bu kadar iddia havada
kalamaz. Siz de savcılığa verin veriyorum zaten, Ankara halkına da duyuruyorum.
Kitre bebek gibi soyut iddiadan değil somut iddiadan bahsediyorum… Bugüne kadar
5 katrilyona yakın yolsuzluk iddiasını götürdüm savcılığa verdim. “
“ŞEFFAFIM, HESABINI VERİYORUM. YEMEDİ
YEDİRMEDİ, ÇALMADI ÇALDIRMADI DESİNLER BANA YETER”
Yavaş,
görev süresi boyunca çalışmalarını şeffaflık ilkesi doğrultusunda sürdürdüğünü
de anlattı:
“11 tane köprülü kavşak yaptık, 6’sı devam ediyor. 11 tanesi bitti. Ne yapıp yapmadığımızı bütün Türkiye görüyor. Bütün Türkiye derken ben televizyonlara falan çıkmıyorum, Ankara’nın bir yerinde fotoğraf da yok. Ben eski dönemlerin yaptığını yapmıyorum anladınız mı? Belediyenin parasını 8 katrilyonu toprağa gömmüyorum. Belediyenin 1 kuruşunun hesabını yaptığım ihalelerle vatandaşa veriyorum. Şeffafım, hesabını veriyorum, millete soruyorum. Vatandaşı dinliyoruz, ‘Ben yaptım oldu’ diye bir kavramımız yok. Bunları vatandaş görüyor ve takdir ediyor. Yeşil alanla ilgili bir sürü projemiz var. Altyapıyı Ankara’nın her yerinde yeniliyoruz. Eksik gördüğümüz her şeye neşter vuruyoruz. Otobüslerimiz geliyor. Gölbaşı’na getirdiğimiz su, en az 500 bin nüfusun geleceğini kurtaracak. Hangi projeyle alınacak dersen… Yemedi yedirmedi, çalmadı çaldırmadı, desin bana yeter. Çaldı demesin, çaldırdı demesin. Sokağa çıktığım zaman rahat rahat başım dik gezmek istiyorum. Bundan daha büyük gurur olur mu?”
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi ve www.elmadaginsesi.com sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.